KAĞIZMAN İÇİN EL ELE VERMEK
Düşünen insan için en zor işlerden biridir düşündüklerini kalıba sokmak. Aklından geçenleri kağıda dökmek. İnsan ruhunun ve insan aklının sınır bilmez düşünme ve hayal etme yeteneğiyle düşündüklerimizi, sınırlı kalıplara dökmek zordur. Güzel üstüne konuşmak da öyle. Güzeli anlatmak da öyledir. Yüzyıllar boyu güzeli anlatmış şairler, yazarlar, filozoflar. . . Ama hala herkesin söyleyecekleri var güzeller ve güzellikler üstüne. Hangi şair, “ işte bu son mısradır güzele dair yazdığım” diyebilir. Hangi düşünür, “ yakaladım son çizgiyi güzellik adına” diyebilir? Benim için de o eşsiz yavuklu için, Kağızman için, düşündüklerimi yazmak, söyleyeceklerimi kağıda dökmek ve bir derginin sayfalarına sığdırmak öylesine zor. Hani, “söze nereden başlayacağımı bilmiyorum, sözü nerede keseceğimi de bilmiyorum.
Kağızman üzerine aklımdan o kadar çok şey geçiyordu ki. . . Şimdi yazıya dökmek ve sitede ayrılan sayfalarla bunu sınırlamak gerekince zorlanıyorum. Önce neyi söylemeli? Zor soru. . . Sonunda bir yol buldum. Önce söylenmemişleri, duyurulamamışları söylemeli. Az konuşulmuşları, gözden kaçmışları söylemeli. Ansiklopedilerde yazılmamışları yazmalı. Kağızman’ın bedenini ihmal etmeli belki, ama ruhunu yazmalı. Onu Kağızman yapan yanlarını yazmalı. Ya da “ Bak işte bunlar Kağızman’a dair öncelikli yazılması ve yayınlanması gerekenler. Burada ayırabildiğimiz kadar yer ayırmalı. Kalanlarını da daha sonra yayınlarız.” diyip en azından sitenin kalıbını aşmalı. Her zaman bin bir sitem ediyorum hemşerilerime. Sanata, kaliteli yazıya daha çok yer ayıralım, diye. Fakat bir şeyi de görüyorum ki hala Kars’ın Ardahan’ın Iğdır’ın ve ilçelerinin eli kalem tutanları bu tür yayın organlarına yazı göndermede tembel davranıyor. Eli para görmüşlerimiz ise reklamda, tanıtımda, ekonomik destekte yok sayılacak kadar az bir katkı sağlıyor. Derneklerimiz ise hak getire. Mangalda kül bırakmayanlarımızın ürettiği ne var? En son Şubat ayı içinde Ardahan’ın Kurtuluş günü sessiz sedasız geçti, kutlanmadan; adına Kars, Ardahan, Iğdır ibaresini koyan derneklerimizde konuşulmadan. Haydi, gel de konuş. . . Olsun, biz yine de bu işlerin farkında olma noktasında iyi sayılırız. Bu sefer de emri vaki yapmış olalım biraz, gelecek günlerde biraz daha yer ayıracağız Kağızman’a. Ama bir emri vaki de size Kağızmanlılar, 1950’lerde Su gazetesini çıkarmış Kağızman’ın bugün ne bir kaliteli gazetesi var ne bir dergisi var. Bari biraz sahiplenin de internet alanında hazırladığımız bu tarz ortak yayınlarımızda yerimiz olsun. Eşinize dostunuza tavsiye edin, linklerimizi paylaşın. Facebook sayfalarınıza koyun, görünsün. Tutun işte işin bir ucundan ve yaşatın. Tutun ki tut zamanıdır, kültürümüz için. Şireye, haşıla tut bezi sarmaya yardıma gücü yetmeyenimiz tut kuşlarına şıh şıh çalsın teneke vursun ‘’hel hel’’desin, bu da bir iştir.
Bir cevap yazın